Herşey 13.7 milyon önce bir patlamayla başladı. Üzerinde mavi bir yaşam oluşturan, denizleriyle okyanuslarıyla büyüleyen ve birbirinden güzel canlılarıyla büyüleyen mavi yuvarlak bir gezegen oluştu. Herşey çok güzel gidiyordu. Bu mavi gezegendeki canlıları acımasızca öldüren birileri yoktu. Fakat sonra birşey oldu, "İnsan" adı verilen bir canlı doğdu. Bu ilk insandı. İlk insan gözlerini dünyaya çoktan açmıştı. Başlarda herşey güzel gidiyordu, birlik ve beraberlik kavramına kusursuz bir şekilde uyuluyordu. Beraber inşalar yapıyor, duvarlara resimler çiziyor ve inanılmaz yapıtlara imzalar atıyorlardı.
Fakat, sonradan işler yavaş yavaş karışmaya başladı. İlk kavga başladı, ilk insan öldü. Ve ilk fitil adeta ateşlenmişti. İki canlının birbirine olan düşmanlığı insanlığı ikiye ayıracak kavgayı ve insan nasıl öldürülür sorusunun cevabını verecekti. Kabile ikiye ayrılmıştı, artık birlik yoktu; "sağ ve sol" vardı. Odundan yaptıkları basit küçük sopalar dışında, taşları sivrilterek mızrak yapmayı öğrenmiş, bunları birbirlerine karşı silah olarak kullanmayı planlamışlardı. Sınırları belirlediler ve birbirlerine düşman olarak devam ettiler.
Bu ateşlenen fitil, bu kavga asla sona ermeyecekti. Barış asla sağlanamayacaktı. İnsanlar ölecek, canlılar durmadan acımasız bir şekilde zarar görecekti. Fakat savaş denen ilk imzayı attıklarının, dünyayı nasıl yaşanılmaz biryere çevireceklerinin farkında bile olmadılar.
Ve şimdi...
Devletler kuruldu, savaşlar devam etti. Dünya 195 ayrı parçaya ayrıldı. Ve tüm bu parçalara "ülke" adı verildi. Ve insanlar birbirlerinin ten rengiyle dalga geçecek seviyeye düştüler.
Evet, tüm bunlar ilk insanın doğmasıyla başladı. İnsanlığı kurtarmak, çevreyi korumak ve savaşları bitirmek bizlerin elinde. Lütfen duyarlı olalım...
Okuduğunuz için teşekkürler.
Buğra Kalmaz
0 yorum:
Yorum Gönder